Minhâc Dergisi “Sağlıklı Yaşamalıyız” köşesi yeni bir sayı ve yeni bir konu ile sizlerle… Değerli okurlarımız! Bu kıymetli fırsatları bize bahşeden, kendisinde hiçbir eksiklik olmayan Allâh’a hamd ederek, sizleri de selâmların en güzeli olan Allâh’ın selâmıyla selâmlayarak yazımıza başlıyoruz.
Es-Selâmu aleykum ve rahmetullâhi ve berakâtuhu.
Bu sayımızda, günlük yaşantımızın neredeyse vazgeçilmezleri olan temel gıda maddelerinin, temizlik ve kişisel bakım ürünlerinin içerisinde bulunan, tehlikeli ve kanserojen bir madde olan “titanyum dioksit” adlı maddeden söz etmeye çalışacağız.
Yardım ve başarı yüce Allâh’tan, aciz çaba ise bizdendir.
Yaşadığımız bu dönemde kanserin böylesine artması sebepsiz değil! Titanyum dioksit adındaki bu gizli zehirin, ne kadar tehlikeli bir madde olduğunu kendisinden okuyalım.
Titanyum dioksit konuşuyor:
“Merhaba! Ben, titanyum dioksit. Atom altı çalışan nanoteknolojik bir boyayım. Nem dengeleyici olarak da işlem görebilirim. Boyutum çok küçük olduğu için sizin DNA yapınızı bile bozabilecek kadar tehlikeliyim. Ama pek de sevimli sayılmam. İçinde bulunduğum abur cuburun ambalajına bir bakar mısınız ne kadar usluyum! Ve biz, sizler bu ürünleri aldığı zaman, o tazecik hücrelerinize nüfuz edebilecek şekilde üretildik. Hani gördüğünüz leke tutmayan duvar boyaları var ya, lekeyi yok eden… İşte o boya özelliğini benden alıyor. Atom altıyım ben. Evinizde benim gibi bir canlıyla yaşıyorsunuz. Milyonlarca küçük ve sevimli nanoteknolojik parçacıklarla biz bir aileyiz. Mesela, Aidin Salih teyzenin öğrencisi, Faruk Günindi (geleneksel tıp dergisi genel yayın yönetmeni) diye bir abi var. İşte o bizim için şöyle der: ‘Beyazlarınız için aldığınız deterjanlar aslında lekeyi çıkarmıyor. İçinde bulunan titanyum dioksit ile beyaza boyuyor.’ Bizler diş macunlarında da bulunuruz. Dişlerinizi beyazlatmada görev üstleniriz. Oradan da artık vücudunuzun neresine girersek… Biz atom altıyız… Ahir zamanın en tehlikeli buluşlarından biriyiz ama bir o kadar da sevimliyiz ha! Bu arada, uluslararası kodum ise E171’dir. İçinde bulunduğum bazı ürünler şunlardır:
İlaçlarda: Hamilelere verilen demir ilacı Ferrum fort, Rabelis, Fludex, Dolorex, Emedur tablet 200mg, Aferin. Soğuk algınlığı ve grip için verilen Dolven film kaplı tablet. Majezik adlı ilaç. Sabamedin pişik kremi. Alenirit adlı ilaç. Ketavel adlı ağrı kesici. Apireks cold & flu. İburamin cold. Medlukast isimli alerji ilacı. Crebros, Lev-end isimli epilepsi ilacı. Kolesterol hapı olan Tarden. Risperdal isimli psikiyatri ilacı. Pepticer adlı mide ilacı. Nootropil isimli ilaç. Hamilelik için verilen bulantı hapı Zofer 4 mg tablet. Lansor mide ilacı
Kozmetik Ürünlerde: Biobelinda bb cream, Garnıer BB cream, Diadermin bb cream, Hamilton güneş kremi, Sebamed güneş kremi, Aguas ve vivatinell bebek güneş kremi, Dove sabun, Glıss şampuan, Pantene şampuan, Faks el sabunu, Parodontax diş macunu, Oriflime diş macunu Sensodyne naneli diş macunu, Signal diş macunu, Sensodyne promine altı ve on iki yaş diş macunu. Hatta mahalle aralarında sıkça rastladığımız üç harfli marketlerde bulunan çocuk diş macunlarında, Sağlık Bakanlığı’nın çocuklara dağıttığı diş macunlarında… Himalaya marka cilt maskesi, LR markalı kozmetik ürünlerinin birçoğunda… Neutrogena deep clean yüz maskesi, Maybelline colossal kajal göz kalemi, Nivea lip butter dudak nemlendiricisi, ağdalar, rujlar, rollonlar, kâğıt havlu, tuvalet kâğıdı, kâğıt mendiller… Titanyum dioksiti bu ürünlerin etiketlerinde aramanıza gerek yok. Çünkü bu ürünler, yüzde yüz selülozdan üretiliyor ve işlenme aşamasında ağartılırken titanyum dioksit kullanılıyor.
Gıda ürünlerinde: Bonibonlar, dışı beyaz bademli çikolatalı şekerler, Falım sakızlar…
İşte gördüğünüz gibi; bunlar, beni bünyesinde barından sadece birkaç ürün. Şimdi siz söyleyin, insanlara ne kadar zarar verebilirim ki?”
…
Yukarıda, “titanyum dioksit” denilen minik canavarın sözlerini okuduk. Son sözleri bir sakızda bile bulunduğu yönündeydi. Peki, sakızda bulunan katkı maddesi, titanyum dioksitten ibaret midir? Minik bir sakıza kaç tane katkı maddesi sığar, gelin birlikte inceleyelim.
İki buçuk gramlık küçücük bir sakız en az “otuz dört adet” katkı maddesi içerir. En az diyoruz çünkü her bir katkı maddesinin bileşeninde de yedi tane koruyucu, renklendirici, nem tutucu katkılar vardır. Herhalde bundan sebeb bazı sakızların üzerinde “laksatif etki (ishal) yapabilir” ve “Sakızdır yutmayınız!” şeklinde uyarılar yer alır. Çocukların bu uyarıyı anlaması beklenemez tabii ki. Ne yazık ki küçük çocukların neredeyse hepsi sakızları yutar. Bu yedi tane katkı maddeleri kısaca şunlardır:
1) Sakız Mayası: Sakızın ana maddesidir. Ambalajda belirtilmeyen, sakız mayasının içindekiler şunlardır: Kauçuk) vaks, antioksidan, elastomer, reçine, venil, polimer, parafin ve katkı maddeleri (katkı maddelerinin sayısı ve türleri belirtilmemiştir).
2) Tatlandırıcılar: Bunlar yedi tanedir. Doğal olmadığı için bunların tamamı sindirimi bozar. Hatırlarsanız bir önceki sayımızda sağlığın bağırsakta (sindirim sisteminde) başlayıp bağırsakta bittiğinden ve öneminden bahsetmiştik. Devam edelim… Alerjilere yol açar, diyabete zemin hazırlar. Ayrıca her birinin özel zararları da vardır. Buna ek olarak aspartam gibi bazı tatlandırıcılar beyin faaliyetini bozar, baş ağrısı, baş dönmesi ve bayılmalara sebep olur. Dudaklarda, dilde ve ayaklarda şişme yapar. Aspartam, fenilalanin ve metabolik atıkları kan ve dokularda birikir. Çocukların gelişmekte olan üreme organlarında ve beyinlerinde hasara yol açar. Bu hasar; kısırlığa, zihinsel özürlere ve zekâ geriliğine neden olur.
3) Doğala Özdeş Aromalar: Bunlar üç tanedir. Rekombinant DNA ve nanotenoloji yöntemiyle üretilenler beden-ruh dengesini ve hormonal dengeyi etkiler.
4) Gliserol (Nem tutucu): Büyük ihtimalle bu katkı maddesi domuz ürünüdür. Mezbaha atıklarından da elde edilebilir. Genteknolojisi ve nanoteknoloji yöntemleriyle de üretilebilir.
5) Lesitin (Emülgatör): Bu katkı maddesi büyük oranla domuz ürünüdür. Bitkisel olanı “soya lesitini” olarak anılır, ancak bu da genetiği değiştirilmiş soyadan elde edilir. Birçok sakız ürünü, tadı korumak ve dişlerinize yapışmasını önlemek için emülgatörler içerir. Emülgatör, sindirim sisteminizde deterjan gibi davranarak bağırsak floranızın doğal dengesini bozar. Laboratuvar hayvanlarında yapılan araştırmalar, gıda katkı maddesi olarak kullanılan bazı emülgatörlerin kolon kanseri gelişimine sebebiyet verdiğini göstermektedir.
6) Şellak ve Karnauba Mumu: Şellak, genetiği değiştirilmiş bir tür bitten elde edilir. Alerjilere ve beklenmeyen yan etkilere yol açabilir. Karnauba mumu ise kâğıtçılık ve mobilyacılık gibi sanayilerde kullanılan sentetik bir mumdur. Her ikisi de birçok ülkede yasaklanmıştır.
7) Renklendirici ve Nem Tutucu (Titanyum dioksit, E171): Nanoteknolojide kullanılan ana maddelerden biridir. Bir süredir mineral şeklinde değil, nano parçacıklar halinde kullanılmaktadır. Ağız yoluyla vücuda giren ve dokularda depolanan bu nano parçacıklar, organik bir maddeyi su ve karbondioksite kadar parçalama özelliğine sahiptir. Kuvvetli nem tutucu olduğu için, vücudun su bileşimi üzerinde çok etkili olabilir. Çok geniş bir kullanım alanı vardır. İlaçlar, takviyeler, vitaminler, şekerlemeler, sakızlar, unlar, şekerler, tuzlar, karbonatlar, kabartma tozları ve partikül halindeki bütün gıdalara beyazlatıcı ve nem tutucu olarak katılır. Bu maddelerin savunucularından; “katkı maddelerinin faydalı olanları vardır” şekilde bir savunma duymanız muhtemeldir.
Belki bu savunma, eskiden bu doğru olabilirdi. Ancak bugün, katkı maddeleri farklı malzemelerden, farklı teknoloji ve yöntemlerle elde edilmektedir. Üretim metotlarının, içeriğinin ve kaynaklarının, güvenli, tehlikeli veya şüpheli olup olmadığının belirlenmesi kesinlikle mümkün değildir. Dolayısıyla, her üründe onlarca çeşit katkı maddesi kullanılır. Bazı katkı maddeleri tek başına zararlı olmasa da bir araya geldiklerinde zararlı olabilir veya birbirinin zararını yükseltebilir. Vücutta bulunan her tür madde, alınan ilaçlar, besinler, depolarda birikenler, üretilen enzimler ile tehlikeli bileşimler oluşturabilir. Ancak en sık kullanılan katkı maddeleri, tek başlarına da çok zararlıdır. Bu konuda Uzman Doktor Canan Sunay uyarıyor: “Titanyum dioksite ve tüm katkı maddelerine dikkat!”
Beyaz leblebiden ilaçlara, diş macunundan temizlik maddelerine, kozmetikten gıdalara kadar pek çok üründe bulunan titanyum dioksit, Amerika’da kullanımı yasaklanmıştır. Mayıs 2021’de Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), E 171 kodlu titanyum dioksitin gıdalarda kullanımının güvenli olmadığını doğrulamıştı. Titanyum dioksit, Avrupa Birliği tarafından tüm gıda maddelerinde yasaklandı. Ocak 2022’de yürürlüğe giren kararla altı aylık geçiş süresi tanıyor.
Sonuç Olarak
İçeriğinde kimyasal ve katkı maddesi bulunduran çok fazla üründe “titanyum dioksit” bulunmaktadır. Bu ürünün zararları saymakla bitmez. Siz değerli okurlarımız, evlerinizdeki ya da satın alacağınız ürünler açısından bilinçlenebilirsiniz. Bu araştırmanın sonucunda diyebiliriz ki: Bunca paketli ve endüstriyel ürünlerin uzun süre kullanımı, bir zaman sonra bizleri hastalıklara, akabinde ilaçlara, sonucunda da ya hastanelere ya da mezara sevk etmektedir. Geçmiş tarihin ünlü tıp hekimlerinin tavsiyeleri ile yazımı bitirmek isterim:
“Şifasız hastalık yoktur, irade eksikliğinden başka, değersiz bitki yoktur, tanınmamasından başka. Çok yeme, sıcak yeme, çiğ yeme. Az yemeyi, az uykuyu, az konuşmayı kendine adet et. Oburluk ve iştahsızlık bedenin baş düşmanıdır.”
Denir ki: “Tıp sadece insan vücudunun hangi araçlar ile iyileşebileceğini ve hangi müteharrikin insan vücudunu sağlıktan uzaklaştıracağını araştırır. Birde ruhsal hayal gücü vardır ki bu güç, hastalıkları oluşturabileceği gibi, var olan hastalıkları da ortadan kaldırabilir. Beden, ruhsal hayal gücünün emirlerine itaat etmek zorundadır. Söz gelimi, çok gerekli olmadıkça ilaç kullanma.
Başka bir yazımızda, yine faydalı bilgiler vermek suretiyle, siz değerli okurlarımızla buluşmak dileğiyle… Allâh’ın rahmeti ve bereketi, üzerinize olsun. Sağlıcakla kalın…
Selâm ve duâ ile…
Olcay Lokman