«
  1. Anasayfa
  2. MAKALELER
  3. Ebu Bekir Es-Sıddîk ve İslâm Dâveti

Ebu Bekir Es-Sıddîk ve İslâm Dâveti

40361

Hidayeti elinde bulunduran, kullarını tevhîde dâvet eden Allâh Azze ve Celle’nin adıyla… Allâh’a hamd, Rasûlü’ne salât ve selâm olsun.

Bilinmelidir ki Allâh yolunda cihad, kıyamete kadar sürecektir. Cihad dendiğinde akla ilk gelen şey, pek tabiî kıtaldır. Ancak cihadı kıtalle sınırlandırmak, Mekke dönemini görmezden gelmek olacaktır. Nitekim Mekke döneminde İslâm cemaati, seyf ile kıtal yöntemine başvurmamıştır. Bununla beraber bu dönemde Allâh yolunda cihad, dâvet olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bugün de dâvetçi olmak isteyen her bir Müslüman’ın, Mekke dönemini ve bu dönemde ortaya koyulan dâvet çalışmalarını iyi bilmesi gerekmektedir. Mekke’yi bilmeyen Medine’yi inşâ edemez. Mekke anlaşılmadan Medine yaşanılamaz.

Bu sebeple bizler de İslâm’ın ilk dâvetçilerinden olan Ebu Bekir radiyallâhu anhu’dan ve onun Mekke dönemindeki dâvetinden bahsedeceğiz. Bu vesileyle umulur ki bir dâvetçinin vasıfları ve izlemesi gereken dâvet metodu, bir nebze olsun anlaşılsın. Tabiî ki dâvet metodu, bahsedecek olduklarımızla sınırlı değildir. Bizler, nacizâne olarak önemli gördüklerimizi sizlerle paylaşacağız. Rabbimiz hayırlı ve faydalı kılsın, Allâhumme âmin.

Ebu Bekir Radiyallâhu Anhu’nun İslâm’a Girmesi

Öncelikle İslâm’ın ilk müntesiblerinden olan Ebu Bekir radiyallâhu anhu’nun nasıl İslâm’a girdiğinden bahsedelim.

Dâvetçilerin en hayırlısı olan Rasûlullâh aleyhisselâm, kendisine gelen; “kalk ve uyar” emri üzerine dâvetine başlamıştı. O’nun mübârek kelâmı, nazarı, gülüşü, oturması, kalkması, duruşu ve izlediği metod, hikmet üzere nasıl dâvet yapılır? Sorusunun cevabı oldu Ümmet-i Muhammed’e… Çeşitli merhalelerden oluşan İslâm dâveti ilk merhalesinden geçiyordu. Bu merhalede Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem dâvetini, gizli bir şekilde, özel seçmiş olduğu şahıslara yapıyordu. Umûma açık bir dâvet çalışması yoktu. Güzel yüreğinden lisanına dökülen o ilâhi Kelâmullâh, insanlarda derûni etki bırakıyordu. Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’in güzel ahlâkının etrafında, özel şahıslar toplanmaya başlamıştı bile. Bu özel şahıslardan birisi de Ebu Bekir es-Sıddîk radiyallâhu anhu’ydu.

Ebu Bekir radiyallâhu anhu’nun İslâm’a girmesi şöyle olmuştur: Bir gün yolda Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem ile karşılaşır. Rasûlullâh aleyhisselâm ona hitaben şöyle buyurur: “Ben Allâh’ın Rasûlüyüm. Seni Allâh’a dâvet ediyorum.” [Ebu’l Hasan Trablusi; Bidâye]. Bunun sonucunda ise Ebu Bekir radiyallâhu anhu hiç geciktirmeden ve tereddüte kapılmadan Müslüman oldu. Daha sonra her sıkıntısında Rasûlullâh aleyhisselâm’ın yanında durarak O’na yardımcı olmaya çalıştı. Bundan dolayı Rasûlullâh aleyhisselâm onun hakkında şöyle buyurur: “Allâh (Azze ve Celle) beni size peygamber gönderdi. Siz beni yalanladınız, ancak Ebu Bekir (radiyallâhu anhu) beni tasdik etti.” [İbni Hişam; Siretu Nebeviye].

Görüldüğü üzere Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem, dâvetin gizlilik merhalesinde özel şahıslara yönelik bir çalışma yapmıştır. Bu özel şahıslardan birisi, Ebu Bekir radiyallâhu anhu’dur. Onun Müslüman olması birçok faydayı da beraberinde getirmiştir. Bizler de bugün bu bilince sahip olup Ebu Bekirleri tespit etmeli ve onlara özel bir dâvet çalışmasında bulunmalıyız. Nebevî metod bizlere bunu göstermektedir.

Ebu Bekir Radiyallâhu Anhu’nun Özellikleri

Şimdi de bir tevhîd dâvetçisinin edinmesi gereken vasıfları öğrenme adına, Ebu Bekir radiyallâhu anhu’nun özel vasıflarına değinelim.

Ebu Bekir radiyallâhu anhu’nun İslâm’a girmesi önemli sonuçlar doğurmuştur. Çünkü o bazı özel vasıflara sahipti. Kureyş’in önde gelenlerinden olup saygın bir insandı. Maddi olarak zengindi, Allâh için çokça infakta bulunurdu. Kureyş’in en sevilen şahıslarındandı. Kendisinde bulunan güzel ahlâk ve hoşgörü onu en çok sevilen kişilerden biri yapmıştı. Rasûlullâh aleyhisselâm onun ahlâkıyla ilgili şöyle buyurmaktadır: “Ümmetime en çok merhamet eden, en merhametli insan, Ebu Bekir’dir.” [El-Bidaye ve’n Nihayye]

Güzel ahlâkının yanı sıra, Ebu Bekir radiyallâhu anhu’da bulunan neseb ve tarih ilmi de öne çıkan özelliklerindendi. Vâkıf olduğu bu ilim, onu toplum nazarında önemli bir makama çıkartıyordu. Bu vesileyle halkla güzel diyalog kurabiliyor, daha çok sosyalleşiyordu. Onda bulunan bu ilmi çok iyi bilen halk da dâvetine daha kolay icabet ediyordu.

İşte Ebu Bekir radiyallâhu anhu’da bulunan bu güzel özellikler, bir dâvetçide olması gereken özelliklerdir. Sevgi, merhamet, hoşgörü, cömertlik, ilim ve sayamadığımız nice güzel vasıflar… Bu özellikler kişiyi toplum içinde sevimli kılmaktadır. Öyleyse dâvetçi olmak isteyen bir kimse, öncelikle bu özelliklere sahip olmalıdır. Nitekim toplum İslâm’ı, sevdiği ve benimsediği kişiden duymak ister.

Dâru’l-Erkam’da Eğitim

Eğitimsiz bir tevhîd dâvetçisi asla düşünülemez. Bu sebeple Ebu Bekir radiyallâhu anhu’nun eğitiminden de bahsetmemiz yerinde olacaktır.

Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem, îmân etmiş olanlara ilk İslâmî eğitimi Dâru’l-Erkam dediğimiz, Erkam bin Ebi Erkam radiyallâhu anhu’nun evinde vermekteydi. İslâmî hareketin ilk temelleri bu evde atıldı. Nebi aleyhisselâm burada, Ashâb-ı Kirâm’a belli bir metod üzere eğitim veriyordu. Bu eğitim metodu genel hatlarıyla şöyleydi:

1) Dinin temeli olan tevhîd akidesinin eğitimi

2) Ruhu güçlendiren manevî terbiye (güzel ahlâk)

3) Hikmetlice hareket etmeyi sağlayan aklî eğitim

Ebu Bekir radiyallâhu anhu, Rasûlullâh’ın talebelerinin başında gelmekteydi. Eğitimini dosdoğru metod üzere alan Ebu Bekir radiyallâhu anhu, bir yandan dinini sağlamlaştırırken diğer yandan harika bir dâvetçi portresine bürünüyordu. İşte dâvetçilerin göz ardı edemeyeceği şeylerden biri de doğru bir eğitimdir. Nitekim eğitimsiz bir dâvetçi, ıslah değil ifsad edici olacaktır.

Ebu Bekir Radiyallâhu Anhu’nun Dâveti

Hayatını sünnet üzere yaşayan Ebu Bekir radiyallâhu anhu, Mekke’nin ilk yıllarında insanları tevhîde dâvet ederken hangi metodu izlemiş, şimdi de buna değinelim.

İslâm dininin bir cihad dini olduğunu anlayan Ebu Bekir radiyallâhu anhu dâvet cihadına çoktan başlamıştı. Dâvetini, hikmetlice ve sünnet üzere gerçekleştiriyordu. İslâm’ın ilk yıllarının, gizli dâvet dönemi olduğunu bilen Ebu Bekir radiyallâhu anhu, genel ve açık bir dâvet çalışması yapmak yerine, güvenerek seçmiş olduklarını İslâm’a dâvet ediyordu. İzlediği metodda, dâvet gizli olsa da içerik açıktı. Tevhîd akîdesini taviz vermeksizin anlatıyordu. Yaptığı bu dâvet çalışmaları, meyvelerini vermeye başlamıştı. Ebu Bekir radiyallâhu anhu’nun dâvetinin neticesinde îmân edenlerden bazıları şunlardır: Osman b. Affan, Talha b. Ubeydullâh, Sa’d b. Ebu Vakkas, Osman b. Me’zun, Ebu Ubeyde b. Cerrah, Abdurrahman b. Avf… Allâh hepsinden razı olsun.

Dâvet için seçilen bu özel kimseler de tıpkı Ebu Bekir radiyallâhu anhu gibi güzel özelliklere sahiptiler. Karakterleri, fıtratları çok bozulmamış güzel ahlâklı insanlardı. Sıkıntılara karşı göğüs gerebilecek samimi kimselerdi. Bu şahıslar özel seçilmişti ve onlarla özel ilgilenilmişti. Ve bunun sonucunda İslâm ümmetinin temelini oluşturan isimler, dâvaya kazandırılmış oldu. Ayrıca ismi zikredilen bu zâtlar, Cennet ile müjdelenmiş, Aşere-i Mübeşşere’den olan sahabelerimizdir.

Kemik kadroya seçilecek şahıslar alelâde olamaz. Bu şahıslar, dâvayı ilk sırtlananlar olacakları için, yükü kaldırabilecek, önemli özelliklere sahip kimseler olmalıdırlar. Rasûlullâh aleyhisselâm’ın ve sevgili dostu Ebu Bekir radiyallâhu anhu’nun özel ve güvenilir şahısları seçmeleri ve onlarla özel ilgilenmeleri, bu gerçeğe ışık tutmaktadır.

Sonuç:

Kıymetli kardeşlerim! Ahlâkını ve dâvet metodunu Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’den alan Ebu Bekir radiyallâhu anhu’dan bahsetmeye çalıştık. Bu vesileyle, Mekke dönemini yaşayan bir dâvetçinin edinmesi gereken vâsıflara ve izlemesi gereken metoda, nacizâne değindik. Her Müslüman aslında bir dâvetçidir. Ebu Bekir radiyallâhu anhu’nun özelliklerini ve onun izlediği dâvet metodunu iyi kavrayan bir Müslüman, günümüz Mekke’sinde de bürünmesi gereken dâvetçi kimliğini de bilmiş olacaktır. Heyecan iyidir ama basiretliyken… Cesaret övülür ama dengeliyken…Dâvet çok güzeldir ama ilmine vâkıf iken…

Rabbimiz bizleri, Mekke dönemini iyi anlayan ve ona göre hareket eden basiretli kullarından eylesin. Allâh’u Teâlâ bizleri, basireti ile rızıklandırdığı sâdık kullarından ayırmasın.  Allâhumme âmin.

Selâm ve duâ ile…

Ali Eren

İktibas Yapacakların Dikkatine!